Merhabalar arkadaşlar, uzun zamandır yazmıyordum fakat bitik bir depresyonla ve dolu bir enerjiyle burdayım şimdi size kızgınlık dolu bir yazı yazacağım. Yalnız eleştiri olarak yazdığım için ilk olarak google amcaya yazıp ilgili birkaç yere bakmanızı öneririm. Öncelikle hala duymayanlar için gas light nedir kısaca açıklayayım çünkü ne değildiri uzatıcam.

Aslında tarihi eski olan bir kavram lakin son birkaç ayda iyice popüler hale geldi. Sosyal medyada görmediyseniz bile sevgiliniz bahsetmiştir. Neden mi? Çünkü tam olarak ilişkinizi ilgilendiriyor. Aslında olay tam olarak gerçeği yalanlı bir gerçekle kapatma, oyun oynama, alt etme… Kavram bir tiyatro oyunundan çıkıyor. Zengin kız fakir oğlanla evleniyor ve bizim oğlan kızı delirtip mücevherlerine sahip olmak istiyor. Delirtmeyi de gaz lambasının gazını her gün biraz daha kısarak yapıyor. Eksik yandığını idda eden karısına da büyük tepkiler vererek onun paranoyak olduğunu, lambanın ışığının hep aynı olduğunu söyleyerek yapıyor. Oyunu merak edenler için söyleyeyim işin içine dedektif giriyor ve adam amacına ulaşamıyor. Yani aslında bu haliyle gerçekten bir tehlike ve hastalık hali diye biliriz. İlla ilişkide olmak zorunda değil, yani bir kişinin herhangi bir diğer kişiyi manipule etme halidir ve kasti yapılır. Lakin gelin görün ki (araştırırsanız gerçekten göreceksiniz ) bazı kişiler ya da sayfalar durumu farklı ele alıyor. Sadece partneriniz ile olmak zorundaymış gibi. Her ilişkide olan ve olabilecek sorunlar aslında sadece partnerinizin sosyopat ve narsist olduğundan dolayıymış gibi…

Yani kavram diyor ki ben ciddi bir şeyim, bu kasti olarak yapılır. Bakın mesela, eşyaların yerini değiştirip tekrar aynı yerine koymakla başlar ve sizin delirdiğinizi kafanıza yerleştirmekle biter. Sizi şüpheyle baş başa bırakır ve beyninizle zıt düşmenize sebep olur, tebrikler artık iki kişi ve bir beyinsiniz.

Bu durum küçükten başlar, büyüğe doğru gider. Örneğin önce diş fırçanızın yerini değistirir ve siz sorduğunuzda “ya deli misin senin ki hep çantandadır” der inanmayarak bulur çantada, kullanırsınız ama ertesi gün banyoda her zaman ki yerinde bulursunuz ve sorduğunuzda “ya deli misin her zaman banyodadır”, “yok ne çantası ben öyle bişey demedim” ile devam eder bu durum. Artıkça beyninize olan güveniniz tamamen biter ve bunu yapan kişiye bağlılık, muhtaçlık gibi güdüler geliştirirsiniz. Kesinlikle çok hastalıklı bir durum. Lakin gelelim bu kavram ne değildire; evet efendim bu kavram hakkında yazıldığı çizildiği gibi herkesin ruh hastası olduğunu göstermeye çalışılması gibi değildir. Yazılan bir başlık ‘Nasıl fark edebilirsiniz? ‘ bakalım nasıl fark edebilirmişiz.

–   Sürekli özür diliyorsanız ? zaten dilimize zor yerleşen iki kelime lütfen şüpheye düşmeyin ya haksız, hatalısınız ya da konunun uzamasını istemiyorsunuzdur.

–   Karar alamama… ? Ya yapmayın lütfen hangimiz direk çok net kararlar alabiliyoruz. Bunun partnerle ne alakası var. O an kim varsa ona danışırız. Bu bir annede olabilir, bir kasiyerde. Yani partnerciğim sorun sende değil, bende ben kararsızım belki bu bir rahatsızlıktır ama sen sosyopat değilsin.

–   İçe kapanıklık. ? Çok üzgünüm ama başka hiçbir sıkıntınız, derdiniz, kederiniz olamaz. Sizi kesinlikle partneriniz bu hale getirdi(!). ?

–   Partnerinizin söylediği bir şeyi sonradan asla söylemedim demesi… ? Unutmuş olma ya da yalanla durumu kurtarmaya çalışması gibi bir durum tabi ki olamaz çünkü o bir hasta(!).

–   Suçlu olmasına rağmen hep beni suçluyorsun sanki sen çok suçsuzsun demesi. ? Ya hu bunu hangimiz yapmıyoruz ki, bu olsa olsa suç bastır olur.

–   Ben ne yaptım, yanlış mı yaptım diye kendinizi sorguluyorsanız. ? Ya pardon da sorgulamıyorsanız sıkıntı.

–   Durumu kurtarmak için ya da hır gür çıkmasın diye hatalı olduğunuzu kabul edip susuyorsanız. ? Ne yani bunu da mı yapmıyor sunuz? Tabi ki yapıyorsunuz. Bazen haklı olduğunuzu bile bile ısrarla anlaşılmıyorsanız ve mevzu büyüyorsa haksızlığı kabul ediyoruz .(doğruluğuyla yanlışlığıyla değil yapıp yapmadığınızla ilgileniyorum)

–   Devamlı iyi bir insan, iyi bir eş, iyi bir arkadaş mıyım diye düşünüyorsanız ? ahh keşke bunu hep düşünebilsek.
Evet dostlar bütün bunları yaşıyorsanız, bir psikopatla berabersiniz, ilişkiniz yoksa ama yine yaşıyorsanız da bir önemi yok elbet. Bir ilişkiniz olur ve o psikopattır, daha gelmeden size neler yaşattı sonuçta.?

Kurtulma yolu olarak da partnerinizin sizinle işi bitince (çünkü bir paçavrasınız ve kesinlikle sizden bir şey elde etme amacında) sizi bırakır ve yeni avlarına çıkar. Sizde zamanla eski halinize dönersiniz. Haa eğer ki bu durumlarla karşı karşıyaysanız da hemen bitirin diyor ilgili makamlar. Ona bu durumu danışmayın bile bitti diyin bitsin.

Şimdi konuyu bir toparlayacak olursak; eğer ki gerçekten bir hastayla, psikopatla beraberseniz fark edebiliyorsanız, doğruca bir psikoloğa gidin ama yok yukarıda ki gibi abuk subuk sebeplere kanıp bitirmeyin güzelim ilişkilerinizi, evliliklerinizi. Tabiki psikolog yada ilişki terapisti değilim ama emin olun ki aksini yazanlarda değil.

Tamam kabul ediyorum ilkin okuduğumda bende bir afalladım, acaba dedim çünkü sürekli kavga ediyor çok özür diliyor kendimi hep sorguluyor ve kolay kolay da karar alamıyordum yoksa ben bir psikopatla mı beraber olmuştum. İlişkinin bitmiş olmasıyla boğazıma oturan öküz; evet o bir lanet hastalıklı demeye başlasa da neyse ki mantık dediğimiz şeyi devreye alabildim. Sonra dedim ki kızım bu normal bir ilişki ve yine normal bir bitiş. Bazı meşhur sözlükleri karıştırmaya başlayınca bu yüzden ayrılanlar olduğunu gördüm; <küçük çaplı bir şok> az bir kahkaha (başıma gelir diye korkmasam haykırırdım) ve sitem.

Bağlamak istediğim bir diğer yerde aslında duyduğumuz gördüğümüz her şeyi direk mideye indirmememiz gerektiği ve akıl süzgecinden geçirmemiz gerektiği. Yani kilise iki kere iki beş dedi diye doğru olmak zorunda değil. İnternette, tv de, kitapta gördüğümüz hiç bir şey mutlak doğru değil. Bence 21. yy. skolastik, dogmatik düşünce tarzı da bu. Hemen yemeye hemen sindirmeye ve hemen unutmaya çok meyilliyiz. Bu fikri sevdim, diğer yazımda bunu tartışalım. ? Esen kalın. 

3 yorum “Gaslighting mi acaba?

  1. çok mantıklı bir yazı olmuş diğer sitelere artık bir dur demek gerekiyordu bu konu hakkında

  2. Gaslighting’e yıllarca maruz kalmış ve doğası gereği bunu çok sonradan fark etmiş birisi olarak yazınızı biraz aceleye getirilmiş bulduğumu söylemek isterim. Onedio tarzı atıştırmalık sitelerden ziyade bilhassa yabancı kaynakları, belki de bu konu üzerinde çalışmakta olan insanların sosyal medya hesaplarını incelediğinizde konunun önemine daha çok hâkim olacağınıza eminim. Esen kalın.

Bir yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir