Dostoyevski – İnsancıklar // Kitap İncelemesi

9

181346

Merhabalar sevgili okuyucular, bugün de bir kitap incelmesiyle karşınızdayım. Öncelikle yazarı biraz hatırlayalım; Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, duygusal, hararetli ve çok asabi genç bir mühendis. Erkencikten terk edilmiş askerlik mesleği, yazarlık hayali ve 24 yaşındaki ilk eseri; İnsancıklar. Büyük övgüler alan genç yazarımız sonraki eserlerinde aynı ilgiyi görmeyince, hatta sert eleştirilince yazarlığı bırakıp politikayla ilgilenmeye başlıyor ve idam kararı… Neyse ki af çıkıyor ve yazarın asıl büyük yapıtları doğuyor.

Şimdi gelelim İnsancıklar’a;

Adından da belli olduğu gibi kitap buram buram acıma duygusu kokuyor. Dönemin Rusyası’nın ekonomik durumu bütün çıplaklığıyla karşımızda. Kitap karşılıklı mektuplar şeklinde ilerliyor. Uzaktan akraba olan Makar Alekseyeviç ve Varvara Alekseyenav, kiralık odalarda kalan ama birbirlerini anladıklarını düşünen, ellili yaşlardaki Makar’ın yirmili yaşlardaki aşkı Varvara arasında gelişiyor. Fakir ve yaşlı memur olan Makar içtenlikle yavrucuğuna aşıktır. Ailesini kaybeden Varvara da fakir, hasta ve kimsesizdir ve Makar onun sadece dostudur. Tek amaçları çalışıp birbirlerine şekerleme ya da tütün parası çıkarmaktır.

“…Nedense, bahar insanda sıcak ve mutlu hisler uyandırıyor. Tabiatla birlikte insanın duyguları da canlanıyor. Ben ki, hayatta dikili ağacı olmayan zavallı bir ihtiyarım. Düşünebiliyor musun, ben bile hayal kurabiliyorum!
Belki kısacaksınız ama, yeni bir kitap aldım. Oldukça duygusal psikolojik ağırlıklı kitap. Kitabın başında bir de şiir var.
Ah, niçin kuşlar kadar hür değilim?
Beni duvarlar arasına esir eden
Bu bağlardan nasıl kurtulacağım?
Daha bunun gibi birtakım hoyratça fikirler… Neyse, geçelim bunları… Nemize lazım!…”

Maalesef kitap asla akıcı değil, roman gibi hiç değil, okudukça hayat enerjinizi sömüren türden. Kimisi heyecanlandırır kimisi ağlatır hiç olmazsa kendini okutturur ama bu gerçekten hayattan soğutan türden. Ama garip bir şekilde bırakamıyorsunuz. Kaldırıp attıktan sonra ya acaba nasıl bitecek merakı sarıyor. Az biraz ve bitirdikten sonra bu neydi şimdi diyorsunuz. Eğer okuyanınız varsa lütfen benimle düşüncelerini paylaşsın. Hoşçakalın…

9 yorum “Dostoyevski – İnsancıklar // Kitap İncelemesi

  1. bu site kapanmıştı bildirim gelince şaşırdım. kapandığında info@konudeposu.com a mail attım ne oldu diye. cevap yazmadınız. nu dimi mail. dostoyevski de çok severim. onunla büyüdük.

    1. Site bir süredir teknik nedenlerden dolayı bakımdaydı. Kaldığımız yerden devam… ve evet mail adresimiz o. O ara gerçekten teknik olarak siteyle yoğun uğraştığımdan, gelen bir sürü maile cevap veremedim. Kusura bakma Hamstercım

  2. Ben bu kitabı okumayacam onu anladım. Bilgilendirme ve makaliniz için teşekkürler.

  3. Güzel yazı için teşekkürler. Aslında kitabın konusu aslında oldukça ilgi çekici görünüyor. Ama acaba çeviriden kaynaklı bir problem mi var? Okuduğunuz kitabın çevireni kim acaba?
    Ayrıca ben de sitemde çeşitli kitap incelemeleri yazıyorum dilerseniz bakabilirsiniz: https://parlakjurnal.com/category/kitap-inceleme/

    1. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim, şuan kitap elimde olmadığı için çevirmenine bakamıyorum ama olabilir neden olmasın hatta umarım öyledir, öneriniz için teşekkürler incelemelerinizi okuyacağım. Sevgiler..

      1. Merhaba,
        Gerçekten çeviri ile ilgili olabilir. Ben Koridor Yayınları’ndan okudum. 1993 doğumlu çok genç bir çevirmen çevirmiş. Çevirisini çok beğendim.
        Şans vermek isteyenlere tavsiye ederim. Yayınevinin de bu kadar genç bir çevirmene şans vermesi ve çevirmenin de en iyi şekilde bu sorumluluğun altından kalkabilmesi beni ayrıca mutlu etti.

        Kitapta sürekli mektuplaşan kişilerin yaş farkı, uzak akraba olmaları vb başta beni rahatsız etti ancak kitap ilerledikçe daha çok o dönemde yaşayan insanların zorluklarına değişmiş oldu. Özellikle son 50 sayfası, bu anlamda bence önemli. Bu arada, iç karartıcı olduğuna katılıyorum ama genel olarak Dostoyevski’den aksi bir beklentim hiç olmadı 🙂

  4. Dostum kitabı Can Yayınları’ndan al . Sabri Gürses adlı arkadaşımız kitabı çok güzel çevirmiş ve kimi zaman göndermeleri alta ek bilgi olarak geçmiş. Ayrıca çok bilgilendirici bir ön söz yazmış. Kitabı daha iyi anlayacağına eminim.

  5. Kitabın içindeki yoksul adamın ölümü ağlanacak hisler veriyor bence en güzel kısmı orasıydı çok üzüldüm acıma duygum en üst seviyeye ulaştı tekrar okuyorum 1 yıl olmadan

Kadir Yılmaz için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir